15 Haziran 2014 Pazar

Çocuğunuzu nasıl alırdınız?

Bundan yirmi otuz yıl öncesinin çocuklarını düşünüyorum, doğal olarak kendi çocukluğumu da. Okula gitmek, derslerimizi yapmak, kardeşlerimizle ve arkadaşlarımızla kavga etmeden oynamak dışında üzerimize yüklenen bir sorumluluk yoktu. Okul dışında bir kursa gitmek, eve özel öğretmenin gelmesi, yazları yüzmeye, binicilik kursuna, enstrüman kursuna gitmek pek az çocuğa nasip olurdu. Anne babalarımız gelecekte olmak istediğimiz mesleklere sözlü olarak müdahale etseler de yani kızım doktor, oğlum mühendis olacak gibi temennilerde bulunsalar da, bu temennilerinin gerçekleşmesi için hayatlarımızı çok erken dönemlerde şekillendirmeye çalış(a)mazlardı.
Bugün çocuklarımızın ulaşabildiği imkânlar o kadar fazla, o kadar kolay ulaşılabilir ki, kendimi bildim bileli bir müzik aletini iyi derecede çalabilmeyi isteyen bir insan olarak bir yanım imrenmiyor desem yalan olur. Ancak şimdi de abartılan, dozu fazla kaçan bir şeyler var. Günümüz ebeveynleri çocuklarının kaliteli vakit geçirmesinden, eğlenmesinden ziyade küçük yaşta kendi geleceğine yatırım yapmasını tercih ediyor. Onlara ne kadar çok yetenek, ne kadar çok bilgi yüklerse o kadar başarılı bireyler olacaklarını düşünüyor. Şimdi ve gelecekteki hayatlarını, mesleklerini, uğraşlarını ebeveynler bizzat kendileri tayin etmeye çalışıyor.
“Öyle babalar vardır ki oğulları daha dört yaşında iken ona basketbol atışını öğretir ve oğlan Küçükler Ligine katılmazsa ona kendisini kötü hissettirecek derecede baskı yaparlar. Kimi insanlarsa çocukları doğru okul arkadaşları edinebilsin diye başka semtlere başka evlere taşınırlar. Şimdiye kadar hiçbir diktatör bir modern ebeveyn kadar ayrıntılarda hassasiyet göstererek kıstaslarını dayatmaya kalkmamıştır.”(1)
Çocukluk döneminde yaşananları, o dönemde verilen eğitimi yeterince önemsemeyen, çocuğu başıboş bırakan bir anlayışı eleştirirken, bir başka aşırı uca yani çocukluk döneminde çocuğu haddinden fazla bunaltmaya, yüklenmeye doğru mu gidiyoruz? Çocuklara ilgi duymadığı halde dayatılan bir hobiden doğru ve faydalı sonuçlar beklemeye hakkımız var mı? Spora yeteneği olan bir çocuğu futboldan men edip, zorla matematik dersleri aldırmak veya harika resimler yapan bir çocuğu kompozisyon yazmaya zorlamak ne kadar başarıyla neticelenir? (Öğretmenlerin de bu konuda hırslarını yabana atmayalım. Çocuklarımızı sadece bireyler olarak değil kurumlar olarak da bunaltıyoruz.)
Yakın gelecek çok daha ürkütücü olabilir. Çocuklarımızı sahip olmadıkları yetenekleri edinmeye, merak etmedikleri eğitimleri almaya zorlamamız gelecekte karşılaşacaklarımıza kıyasla masum kalabilir.
“Tablo şu: Yıl 2016. Genç bir çift doktor muayenehanesinin kapısı önünde oturuyor. Yapmak istediklerinin yasal olmadığını bildikleri halde, buna çoktan karar vermiş durumdalar. İstedikleri şey ileride çok iyi bir atlet olması için henüz embriyo durumundaki çocuklarına bir şampiyonun patentli genlerinden enjekte edilmesidir.” (2)
Çok mu ütopik dersiniz? “İnsan genomu projesi ilk kez önerildiğinde eleştirmenler projenin 10.000 yıl alabileceğini söylemişlerdi. Projeyi destekleyenler ise onun 2010’a kadar gerçekleşeceğine inanıyordu. Oysa proje 2000 yılında tamamlandı, çünkü DNA tarama teknolojisi iki kat hızlı ilerledi.” (3)
İnsanoğlu başarıya bu denli kilitlenmişken, sadece kendi hayatını kontrol etmekle kalmayıp çocukların hayatlarını da en ince detayına kadar kontrol etmeyi amaçlarken genetik müdahalelere soğuk bakacağımızı düşünmüyorum doğrusu. Anne babalara hangi özelliklere sahip bir çocuk istediklerinin sorulacağı yıllar çok uzak olmasa gerek. Belki de bize düşen bütçemize göre özellik seçmek olacak. Zeki bir çocuk, müzik yeteneği olan bir çocuk, özgüveni yüksek, hırslı, iyi bir sporcu?
Daha da vahimi teknoloji ilerledikçe çocuklara yüklenen özellikler de artacak. İki yıl önce aldığınız cep telefonunu bir düşünün, bir de yeni çıkan modelleri. Her yeni doğan çocuk bir önceki yılın(belki de ayın, haftanın) çocuklarından daha fazla özellikle donanmış olma şansına ulaşacak. Elde, yeni çocuklardaki yeteneklere bakıp iç geçiren mutsuz ebeveynler ve çocuklar kalacak.
Çocuk genlerine enjekte edilen özelliklerden ötürü başarılı ve yetenekli olduğunda bu onu mutlu edecek mi? Bu kadar çok sorunlu ve mutsuz çocukları, doğal olarak da geleceğin bireyleri ne yapacağız?
Sıradan bireylerin hayatında şimdilik önemli bir yer tutmuyor olsa da, daha çok tedavi bağlamında değerlendirilse de “genetik müdahale” ile ilgili tartışmaların tam ortasına düşmemiz için uzun yıllar beklememize gerek kalmayacak gibi.
(1)Yeter! Genetik Müdahale ve İnsan Doğasının Sonu/Bill McKibben Açılım Kitap syf 86-87
(2) Michael Butcher ‘Gelecek: Genetik Olarak Tasarlanmış Sporcular’ Guardian Aralık 15 1999
(3) Ray Kurzweil Hızlandırılmış Yaşam Pc Magazine Eylül 4 2001

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder