11 Şubat 2013 Pazartesi

ANNELERİN ÇALIŞMA ÖZLEMİ

ANNELERİN ÇALIŞMA ÖZLEMİ

Yoğun bir çalışma hayatından sonra doğum iznine ayrılan annenin bebeğiyle birlikte evde yaşamaya alışması kolay bir süreç değildir. Hele yakınında annesi, yakın akrabası yahut güvendiği bir kimse yoksa, anne ve bebek bunaltıcı bir yalnızlık girdabı içinde sürüklenebilir.

Öyle ya, bebek öncesi özgürce gezip tozan, bir sosyal hayatı olan, iş hayatında bulunmaktan keyif alan, daha çok kendine odaklı yaşayan ve kendi başına karar alan anne için çok şey değişmiştir hayatında. Artık yeni gündeminde bebeği ve onun sorunları vardır. Gideceği yerler sınırlanır, günler ev ve park arasında geçer. Kendisi için yaptığı şeyler her geçen gün azalır.
Anne, bebek öncesi iş hayatında ne kadar yoğunsa bebek sonrası bu sosyal çevreden kopmanın üzüntüsünü de o kadar yoğun yaşar. Arkadaşları çalıştığı için onlarla görüşmekte zorlanır. Yeni çevresi kendisi gibi küçük bebekli annelerden oluşur, onlarla görüşmek için de, çocukların uyku ve yemek saatlerini hesaplamak zorunda kalır.


Meslek hayatında üretken olan, durmadan kendini geliştiren, tüm yenilikleri takip eden anne, bebeği olduktan sonra üreticiliğini yitirdiği ve ilerlemek şöyle dursun mesleki anlamda gerilediği için ıstırap çeker. Kimi anneler, iş hayatından uzaklaşmayı evde yapmayı özlediği bir takım çalışmalarla buluşmak için bir fırsat olarak algılayabilir. Kişisel okumalarını tamamlayabilir, hobileriyle uğraşabilir, vaktiyle fırsat bulamadığı her ne varsa onunla meşgul olabilir. Ama evde yapılabilecek aktiviteler noktasında her annenin aynı kapasiteye ve ilgiye sahip olmadığı gerçeğini göz önünde bulundurursak, birçok anne için çalışma hayatından uzak kalmak ciddi bir depresyon sebebi olabilir.


Lakin çalışma koşulları da annenin içine sinecek gibi değildir. Sabahın erken saatlerinde uykusunu alamamış bir vaziyette kalkıp, önce çocuğunu hazırlayıp, sonra aceleyle kendi giyinen anne çocuğu bakıcıya/yuvaya/kreşe bırakma görevini üstlenmek zorunda kalacaktır. 10-12 saat süren mesai saatleri sonunda, çocuğu emanet ettiği yerden alıp, evin yolunu tutan anne, alışverişi de yapıp eve geldiğinde ne yazık ki, yemeği önünde hazır, evi tertemiz ve derli toplu bulamayacak, çocuk tüm gün göremediği annesinden ilgi bekleyecek ve anne akşamın dar vaktinde tüm bunları bir arada yapmaya mecbur olacaktır. Günlük rutinin zorluğu bir yana, çocuk hastalandığında işten izin almak, aynı zamanda bir evlat, kardeş, arkadaş, gelin ve en önemlisi eş olmak da kolay olmayacaktır.


Tüm bunları bir arada ustalıkla kotarabilen(?)* nice kadının olması, çalışan annelerin takdir edilip, çalışmayan annelerin garipsendiği ve hatta küçümsendiği bir zamanda annenin bir karar vermesi hayli zordur. Ya çalışma hayatına geri dönüp, yorulmayı, bir tarafı inşa ederken diğer tarafı elinde olmadan yıkmayı göze alacak, yada çocuğunu bizzat büyütmenin verdiği keyifle yetinip, çalışma hayatı dışındaki farklı alternatiflere başvuracak.


Keşke hem çocuğuyla daha çok vakit geçirmek isteyen hem de çalışma hayatında aktif rol alıp, kendini geliştirdiği gibi çok daha fazla sayıda insana fayda sağlayabilecek annelere imkanlar sunulsa. Doğum izninin uzatılmasındansa, annelerin mesai saatleri daha kısa tutulsa. (En fazla 6 saat, yada haftada en çok 3 iş günü gibi) İşlerine gitmeden önce çocuklarıyla birlikte kahvaltı yapabilseler, akşam vakti değil de daha erken saatlerde eve gelip, aceleyle yemek yapma telaşına düşmeseler. Daha az yorulup, hem iş hayatında hem aile hayatında daha verimli olabilseler. Yahut iş yerinde kreş imkanı sunulsa, anne ve çocuğun servisle ulaşımları da sağlansa.


Ciddi anlamda birikim sahibi annelerin birikiminden iş hayatında yararlanmak için ve toplumun en temek yapı taşı olan aileyi kutsallaştırmak ve onun varlığını beslemek için çalışma koşullarının daha insanca daha “annece” ve daha “çocukça”  düzenlenmesine ihtiyaç duyduğumuz aşikar. İnşallah daha mutlu ve daha az yorgun çalışan anneler ve annesine doya doya büyüyen çocuklar göreceğimiz günler çok uzağımızda değildir.


*Mevcut mesai sisteminde çalışan bir annenin, hem iyi bir çalışan, hem iyi bir anne, ev hanımı, arkadaş, eş, akraba vs olacağına inanmadığım için bir soru işareti kullandım burada. Zira anne gençlikte her şeyi bir arada yapabildiğini düşünse de ilerleyen yıllarda ne kadar yıprandığını, yorulduğunu ve aslında bir şeyleri kaybettiğini anlayacaktır. En azından benim etrafımda böyle yığınla hikaye var.

sareyildiz@gmail.com
Sare Şanlı


2013-02-10 16:06:15

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder