Eğitim alanında yeni bir adım: Online dersler
Sare Şanlı
Dünya üzerinde eğitim - öğretim sürecinin sıkıntısız olduğu, öğrencilerin öğrenmekten, eğitimcilerin öğretmekten sonsuz keyif aldığı bir yer var mıdır? Sanırım en gelişmişinden az gelişmişine kadar her ülkede, her çağda, her kültürde eğitim-öğretim sistemlerine yönelik şikâyetler, sorunlar ve beklentiler mevcuttur. Kimi zaman sorun derslerin içeriğinde, programsızlıkta, sınav sisteminde kimi zaman ise eğitmenlerin sayıca ve nitelik olarak yetersiz oluşunda.
Ülkemizde ilkokul sıralarından itibaren eleştirdiğimiz eğitim sistemi sanırım öğrenciye en fazla sorunu üniversite tercihinde yaşatıyor. Sırf diploma edinebilmek için girilen, sürekli muhteviyatı ve kuralları değiştirilen bir veya birkaç sınav sonrası öğrenciler aslında hiç de ilgi duymadıkları bir bölümü okuyup hayatlarını bu bölüm üzerinden şekillendirmek zorunda kalabiliyor. En verimli, en enerji dolu yıllar istemeye istemeye kalabalık sınıflarda dinlenen derslerle, arkadaşlardan toplanan notlarla ve ezberci bir anlayışla girilen sınavlarla geçiyor.
Yaklaşık 5 ay önce tesadüfen MOOC(Kitlelere açık online eğitim) kavramıyla karşılaştım ve daha önce karşılaşmadığıma çok üzüldüm. Örgün eğitim veren üniversiteye kayıt olmak için giriş sınavını geçmek, zorunlu olarak belirlenen tüm derslere katılmak ve mezun olmak için de sınavları başarıyla vermek zorundasınız. MOOC ise, ücretsiz kayıt olabileceğiniz, istediğiniz çeşitlilikte ve sayıda ders seçebileceğiniz, sadece öğrenme amacıyla veya sınavları geçip bir sertifika edinme amacıyla katılabileceğiniz, dünyanın dört bir yanındaki öğrencilerle tanışabileceğiniz, en önemlisi dünyanın en prestijli üniversitelerinin yine en iyi eğitmenlerinin anlattığı video formatındaki dersleri, alt yazılarıyla birlikte istediğiniz her an ve her yerde izleyebileceğiniz bir sistem sunuyor. MOOC programları içinde 2012 yılının Nisan ayında hayata geçirilen coursera.org ders sayısı ve erişim noktasında şuan en popüler site. Genetikten tutun elektroniğe, rock tarihinden sosyal bilimlere kadar 400’den fazla ders seçeneği sunuyor. Derslerin süreleri ve sertifika kazanma koşulları ise değişiyor, 4 hafta süren ders de var 12 hafta süren de. Bazı dersler için ödev hazırlamanız ve sınıf arkadaşlarınızın ödevlerini kontrol etmeniz gerekirken, bazı dersleri haftalık sınavları tamamlayarak bitirebiliyorsunuz. “Discussion forums” başlığı altında sorular sorabiliyor, dersin konuları hakkında görüş bildirip, bilgi paylaşımında bulunabiliyorsunuz.
Eğitim alanında atılan bu yeni adım hiç üniversite okuyamamış veya istediği bölümü okuyamamış öğrenciler için, unuttuklarını tekrar etmek isteyenler için veya ilgi alanlarına yönelik bilgi edinmek isteyen, yaşam boyu öğrenciliği benimseyenler için bulunmaz bir fırsat. Tek sorun şu ki, henüz Türkçe verilen derslerin sayısı sadece 2. Tüm MOOC dersleri ağırlıklı olarak İngilizce veriliyor. Dil bilenler için, dillerini geliştirme fırsatı sunuyor ancak bilmeyenler için alt yazı uygulamalarının çok gecikmeyeceğini ve hatta ülkemizdeki üniversitelerin bu oluşum içinde bulunmak için çabalayacaklarını düşünüyorum. Uygulamalar şimdilik üniversite düzeyinde. Yakın bir gelecekte ilk öğretim ve lise eğitimine de online dersler ile neden destek verilmesin?
Okulları, sınıfları, bugünün öğrencilerini bir düşünelim: Çağ değiştikçe sınıflarda oturamayan, aşırı hareketli, öğrenme güçlüğü çeken, derslere ilgisiz çocukların sayısı artıyor. Geçmiş dönemlere kıyasla çocukların veya gençlerin dikkatini dağıtan çok daha fazla etken var. Her ilkokul çağı çocuğunun aklı ders esnasında oyunda veya eve gidip tablet, bilgisayar, tv başına oturmakta. Çocuklar sözlü iletişim yerine mesajı, maili, sosyal medyayı tercih ediyor. Çocuğunuzun cep telefonuna “sfr hzr”mesajını atmanız “Sofra hazır!” diye bağırmanızdan daha çabuk tepki vermesini sağlıyor. Yani çocuklarımız kaçınılmaz bir şekilde ekranı ve görsel öğrenme biçimlerini seviyor. Bu yüzden her yaş grubundaki öğrenci için online eğitimin desteği düşünülmeli.
Yaşam seviyelerimizin diplomayla belirlendiği bir sistemde zor olsa da, her öğrencinin ilgi alanındaki dersi takip etmesi, bir dersi öğrenmek için, düşünmek için alması ve eğitimin özgürleşmesi umarım bir hayal olarak kalmaz. En azından bu yolda atılan adımların varlığı umut verici.
yayın : 16 Haziran 10:16
* Her yazarın yazısı ancak kendini bağlar. Yazıyla ilgili hukuki sorumluluk yazara aittir. Sitede yayınlanan hiçbir yazı sitenin “genel görüşü”nü yansıtmaz ve ony5irmi5 hukuki olarak sorumlu tutulamaz.
Yorumlarınız
Adınız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder