15 Eylül 2012 Cumartesi

ARAKAN DİYETİ YAPAN DÜNYA ÇOCUKLARI

ARAKAN DİYETİ YAPAN DÜNYA ÇOCUKLARI !
  Tam teşekküllü hastanelerin, lüks odalarında, en hijyenik koşullarda dünyaya gelmelerine rağmen ağlar "barış ülkesinin bebekleri".  Nasılsa büyüdüklerinde ağlayacak gerçek sorunları olmayacaktır.  



En besleyici yiyeceklerle doyup, en güzel kıyafetleri giyerek, çocukluklarını huzur içinde yaşarlar. Güzel evlerinde, sıcacık odalarında oyunlarını oynarlar.
Evlerindeki konforu aratmaz okulları, derslikleri, kütüphaneleri. Okuyacak bir sürü kitapları olur, defterleri, kalemleri, ders çalışabilecekleri odaları olur onların… Okul servisine binip, güvenle okullarına gitmeden önce, annelerini neşeyle öperler, döndüklerinde kendilerini bekler bulacaklarını bildikleri için.
Gençlikleri doya doya yaşarlar, hayal kurar, gezer tozar eğlenirler. Okulu bitirmeyi, meslek sahibi olmayı, evlenmeyi, çocuk sahibi olmayı, rahat ve huzurlu bir hayatı düşlerler, gerçekleşme ihtimalinin ne denli kuvvetli olduğunu bilerek…
Bazen ufak tefek sorunlarıyla uğraşırlar, çok büyükmüşçesine. Aldıkları kilolar sıkıntı oluverir başlarına. Yedikleri çikolataları, cipsleri, tatlıları, kalorili onca gıdayı suçlarlar. Çeşit çeşit diyetler denerler, o fazla kilolarından kurtulabilmek için. Ne de zordur diyet yapmak onca yiyeceğin içinde!
                                                        
    -----------------------------------
"Savaşın bebekleri" dünyaya geldiğinde, yokluğun, açlığın ve hastalığın içine düştüğünü bilircesine ağlar. Hep ağlayacaklardır da zaten… Anneleri hastanede doğurmayı ne çok isterdi onları. Her yeri yakılıp yıkılan şehirlerinde bir tek hastane bırakılsaydı…
Anne sütü aldığı zamanlar karnının en çok doyduğu zamanlardır savaş çocuklarının. Sonrasında yiyecek bulamazlar çoğu zaman.  Güzel elbiseleri olmaz, güzel evleri de… Üşürler, hastalanırlar, sahipsiz kalırlar koca yeryüzünde.
Açlık, hastalık ve savaş bazılarının okulla tanışmasına bile izin vermez. Tanışabilenler ise her gün korkuyla giderler okullarına, çoğu zaman kitapsız, deftersiz, kalemsiz, hatta dört duvarı olmayan ama ismine okul dedikleri yere... Döndüklerinde bulamazlarsa diye annelerini daha fazla öper, daha sıkı kucaklarlar. Anneler ise buğulu gözlerle yolcular ciğerparelerini, ya dönemezlerse korkusunun sardığı bedenleri titreyerek...
Gençlik neydi onlar için? Çocukluklarını yaşamışlar mıydı ki, genç olabilsinlerdi? Bir parça ekmek bulmayı, karınlarını doyurup hayatta kalmayı, barışa uyanmayı hayal edebilirler sadece.
Devasa bir sorunun içinde olmaktan, ufak tefek sorunları fark etmezler bile. Fazla kiloları olmaz. Çok kalorili ürünlerle hiç tanışmazlar çünkü. Tüm dünyanın karnının fazlasıyla tok olmasının diyetini öder gibi, doğduklarından beri diyettedirler. Kimi Arakan, kimi Somali, kimi Filistin diyeti der adına… Ne zordur diyet yapmak, ölümün nefesi ensende ve savaşın içinde, ne zaman biteceğini bilmeden…


Sare ŞANLI
k

2012-09-13 17:04:51

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder