11 Eylül 2012 Salı

KADINLAR ZAYIFTIR, ANNELER İSE GÜÇLÜ

KADINLAR ZAYIFTIR ANNELER İSE GÜÇLÜ
Çocuk hayatınıza bir kez girdi mi, tüm alışkanlıklarınızı unutturur, yaşam biçiminizi tamamen değiştirir. O gelmeden önce sıradan olan birçok şey olağanüstü, hiç bilmediğiniz tanımadığınız birçok şey de sıradan oluverir.




Özgürce gezip tozmalar, aniden çıkılan seyahatler, ziyaretler, konferanslar, programlar, konserler, sergiler, her tür sosyal aktivite geride kalmıştır bir süreliğine. Uzun bir süre… Günlük rutin dahilindeki bir çok şey de artık küçük patronun iznine tabiidir. O müsaade ettiği ölçüde yapabilirsiniz kahvaltınızı, gazete okumayı, haber dinlemeyi, duş almayı, yemek yemeyi öyle rahatça ve canınız istediğinde yapamazsınız. Aralıksız bir uyku çekmenin meğer ne de kıymetli bir şey olduğunu, uykunuz geldiğinde uyuyabilmenin artık kaybettiğiniz bir hazine olduğunu öğretir size uykusuz geceler.

Bazen de hiç yapmadığınız şeylere dalıp gidersiniz çocuk sayesinde. Organik besin araştırmaları, marketlerin bebek ürünleri reyonunda geçen uzun süreler, çocuk gelişim kitapları ve web siteleri, uzun emzirme saatleri, bez değiştirme merasimleri, annelerle girilen bebekli sohbetler…İlgi alanlarınız bile annelik hormonlarınızın istilasına uğramış, yön değiştirmiştir. Alışverişlerde kendinizden önce düşündüğünüz biri için kıyafetler seçerken bulursunuz kendinizi. İnternete girdiğinizde haberleri okumadan önce, bebeğin gaz sorunuyla ilgili araştırmaya dalarsınız.
Benim gibi, çocuğunu kendi başına 7-24 doya doya büyüten, eğiten, yaşayan bir anne için çocuk öyle çok şey demek ki… Sevmek demek önce… Her şeye rağmen, tüm sıkıntılara, acılara, zorluklara rağmen ufacık güzellikleri, azıcık lezzeti almaya çalışarak sevmek. Sonunda güzellikleri büyütmek, lezzeti artırmak… Tüm vaktini, tüm varlığını azar azar ama devamlı tüketen bir varlığı sınırsızca ve karşılıksız sevmek… Sürekli emek harcamak, çabalamak, alabildiğine vermek, vermek ve bir gülücükle,bir kucaklamayla, bir annem sesiyle yetinmek… Verdikçe daha çok sahiplenmek, alışmak ve daha derinden, daha yürekten sevmek…
Merhameti öğretir çocuk… Evet merhametin yolu evlat sahibi olmaktan geçermiş. Daha önce başka çocuklara hiç böyle bakmadığını fark edersin. Hepsi senin çocukların olur artık, kendini onların annesi yerine koyarsın. Kiminin üstü ince görünür gözüne, üşür diye endişelenirsin. Kimi kaykaydan kayarken düşerse diye korkarsın, kiminin bir köşede ağlaması burkar yüreğini. Yetimler, kimsesiz çocuklar, sokak çocukları içini bir başka acıtır, annesizliklerini şimdi daha iyi anlarsın. Haberlerde yoksul çocuk, aç çocuk görmek istemezsin, dua edersin hepsi gülsün diye. Evet duaların da değişir, artık bebekler ve anneler ilk sırada gelmeye başlar. Allah önce tüm bebekleri korusun, onları annelerine, annelerini onlara bağışlasın istersin.
Sabretmek neydi acaba anne olmadan önce? Neye sabrediyordum ki? Meğer uykusuz kalabiliyormuşum, açlık da dayanılmaz değilmiş. Çok sevdiğim şeyleri yapmadan da durabiliyormuşum. Saatlerce kollarımda sallayabilecek gücüm var mıydı acaba daha önce? Fedakarlıkla ve sorumluluk duygusuyla harmanlanan bir sabır gelir oturur hayatın orta yerine. İlk kez bir başka varlık için yaşamaya başlamanın sorumluluğuyla,bağırmadan, kızmadan, isyan etmeden yavrusuyla gönül bağını kuvvetle kurabilen anne kazanacağını bilir. Hem kendi çok şey öğrenecek, hem çocuğu huzur içinde büyüyecektir.
Sabredilecek, beklenip görülecek çok şey olacak biliyorum. Hani meşhur yazar Victor Hugo’nun o güzel sözü var ya  “Kadınlar zayıftır, anneler ise güçlü.” İşte ben her annede kocaman bir kalp ve sabredecek güç olduğuna çok fazla inanıyorum.



Sare ŞANLI
k

2012-09-11 17:27:21

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder