Tanrı'yı Unutturan Şehirler
Şehir hayatı insanı o denli bunaltıyor ki, yaşamaya vaktimiz kalmıyor sanki. Hep bir koşuşturma içindeyiz şehirde. Trafikte, alışverişte, işte, yolda, devasa beton binaların içinde kaybolup gidiyoruz…
Penceremizden ne kadar gökyüzü görebiliyorsak onunla yetinmek zorundayız. Saksıda yetiştirdiğimiz çiçekler ve ayda yılda bir gidebildiğimiz parklar dışında ne kadar yeşilimiz var elimizde? Sokak hayvanları olmasa, arada bir kuşların, böceklerin sesi de gelmese hayvanlarla ne kadar ilişkimiz, iletişimimiz var?
Güneşin doğuşunu ya da batışını kaç kez doya doya seyredebildik? Ya da yüksek binaların arasından yıldızları ve ayın ışığını görebildik mi?
Peki ya göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde hiç düşünebildik mi? Yağmura ve rüzgâra bir rahmet, toprağa, suya bir nimet gözüyle bakabildik mi?
Hayır! Bizim yaşadığımız yerlerde her şey Tanrı’nın yaratıcılığını unutturacak kadar insan yapımıdır çünkü. Müdahale edilmeyen ve kendi haline bırakılan hiçbir şey yoktur. O yüzden şehir insanı “insanın yaratıcılığı”yla karşılaşır her gün.
Bir Stoney Kızılderilisi
“Biliyorsunuz, dağlar her zaman taş binalardan daha güzeldir. Şehirde yaşamak yapay bir varoluştur. Orada birçok insan, ayaklarının altındaki gerçek toprağı hiç hissedemiyor, saksıdakilerin dışında bitkilerin büyüyüşünü göremiyor. Caddelerin ışıklarından geceleyin yıldızlarla süslenen büyüleyici gökyüzünü görebilecek kadar uzaklaşamıyor. İnsanlar Yüce Ruh’un yarattığı sahnelerden uzakta yaşadığında, onun kanunlarını da kolayca unutuyorlar.” diyor, günümüz insanının Allah’ın emir ve yasaklarını uygulamaktan ne denli uzaklaştığını anlatmak için.
Belki çok az insan Tanrı’nın varlığını inkar ediyor ama şehrin yarattığı kaos, bu varlığın anlamı üzerinde düşünmeye ve “gerçek görmeye” engel oluyor. Uzaklarda bir yerlerde var olan Tanrı’nın, her şeyiyle insan yapımı olan hayatlara karışmasına bir anlam veremez oluyor. Yaratmayı başardığını düşünen insan, yaratılışını unuttuğu gibi, yeniden dirilişi de unutuyor.
İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanıyor? (Kıyamet-36)
Son Güncelleme 19 Ekim 2012 | 14:19
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder