Yalnız annelere tavsiyeler
Sare Şanlı
Çocuğunuz dünyaya gözlerini açtı ve siz çeşitli sebeplerden ötürü çalışmama yahut devam ettiğiniz eğitime ara verme kararı aldınız. (Veya zaten çalışmıyordunuz.) Çocuğunuzu bir yardımcı ile anne ve kayınvalide gibi bir yakın akraba ile birlikte büyütme imkanınız da yok. Eşinizin mesai saatleri alabildiğine düzensiz ve hafta sonu tatilinden bile mahrum, dolayısıyla bebeğinizin bakımında ondan yardım alamayacaksınız. Çevrenizde komşuluk ya da samimi bir arkadaşlık yapabileceğiniz insanlar da yok. Yani siz epey yalnız bir annesiniz, bu yüzden diğer annelerin sahip olduğu avantajlara siz görünürde sahip değilsiniz.
Haklı olarak zaman zaman çok bunalıyorsunuz, sinir sisteminiz yıpranıyor, kendinizi dört duvar arasına hapsolmuş hissediyorsunuz, tüm günlerinizin birbirine benzediğini düşünüp, öfkeden ve sıkıntıdan patlama noktasına geliyorsunuz.
“Keşke çalışsaydım, keşke annem yakınımda olsaydı, keşke bir bakıcım olsaydı, keşke eğitimime devam edebilseydim, keşke çocuğumla günde birkaç saat ilgilenecek biri olsaydı da ben de istediğim şeyleri yapabilseydim” demenin bir faydası olmadığını, bilakis sizi ve sizinle birlikte ailenizi de mutsuz ettiğini tecrübe ettiniz. Şayet içinde bulunduğunuz bunaltıcı duruma hayıflanıp, günlerin, ayların ve yılların biran önce geçip gitmesini ve çocuk öncesi sahip olduğunuz özgür hayatınıza kavuşmayı çok fazla arzuluyorsanız “yalnız anneliğin” avantajlarını göremiyorsunuz demektir.
Yalnız anneler evlerinde bebekleri/çocukları ile bir başınayken çok şey yapabilirler. Yalnız bunun için öncelikle süt lekeli tişörtlerinizi ve pijamalarınızı çıkarmanız, dağınık saçlarınızı toplamanız, perdeleri aralayıp güneşi evinize davet etmeniz gerekiyor. Ve tabi kendinizi mutfaktan kurtarmanız ve yavrunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimini takıntıyla takip eden hallerinizden sıyrılmanız da. Siz ne yaparsanız yapın çocuğunuz fıtratındaki gelişim çizelgesine göre ilerleyecektir, buna pek de fazla müdahale edemeyeceksiniz. Allah onun için nasıl fiziksel ve zihinsel özellikler takdir ettiyse, o gerçekleşecektir. Ama kendi gelişim süreciniz sizin elinizdedir, siz asıl kendi yeteneklerinizi keşfetmeye, unuttuğunuz veya ihmal ettiğiniz yönlerinizi beslemeye başlayın. Bu şekilde çocuğunuza da örnek olacaksınız.
Evinizde geçireceğiniz birkaç seneyi asla küçümsemeyin. Bu süre içerisinde daha evvel yapmak isteyip de yapamadığınız birçok şeyi gerçekleştirmek için fırsatınız olabilir veya daha önce hiç aklınıza gelmeyen alanlara yönelebilirsiniz. Örneğin, bir sanat dalı ile uğraşabilirsiniz, resim, Türk-İslam sanatları, dikiş, takı tasarımı vb onlarca seçeneğiniz var. Bu sanatları öğreten kitaplar, CDler ve internet siteleri bulabileceğiniz gibi, maddi imkânınız varsa özel öğretmen eşliğinde de öğrenebilirsiniz. Benzer şekilde bir enstrüman çalmayı da deneyebilirsiniz. Bir dil öğrenmek için ihtiyacınız olan süreye sahipsiniz, sadece biraz disipline olacak ve gayret sarf edeceksiniz. İzleyerek, dinleyerek ve okuyarak yapacağınız çalışmalarınızla çocuğunuza da örnek olacaksınız. Faydalı uğraşlar edinen bir annenin yetiştireceği çocuk da bu üretken ortamdan nasibini alacaktır.
Okumayı seviyorsanız, kendinizi eksik gördüğünüz alanlarda spesifik okumalar yapabilirsiniz. Okuyacağınız kitapları belirleyip, bir sıralama içine koyarsanız ve okudukça notlar alırsanız, yaptığınız işin ne kadar mühim olduğunu da görmüş olursunuz. Çoğu annenin verimsiz geçirdiği iki-üç yıl içinde bir konunun uzmanı haline dahi gelebilirsiniz. Okuma konusunda kendinize pek güvenmiyorsanız hiç olmazsa çocuk eğitimi ve annelik üzerine okumalar yaparak kendinizi ve çocuğunu eğitmeyi amaçlayabilir, yaptığınız işin yani anneliğin ne denli kıymetli bir iş olduğunu sürekli hafızanızda tutabilirsiniz.
İnternete meraklıysanız, kendinize websitesi, Facebook sayfası veya blog oluşturabilir, daha önce edindiğiniz veya ilgi duyup öğreneceğiniz bilgileri bu ortamlarda paylaşabilirsiniz. Ufak bir araştırma yaparak özellikle annelik ve çocuk eğitimine yönelik hazırlanmış sitelerin hep evde oturan annelere ait olduğunu görürsünüz. Benzer şekilde el sanatları, şiir, edebiyat, sağlık, yemek tarifleri konulu çok sayıda websitesi ve blogun da yine anneler tarafından hazırlanmış olması tesadüf olmasa gerek. (Bir arkadaşım inanılmaz lezzetli pastalar, kurabiyeler yapıyor ve Facebook sayfası üzerinden satıyor. Bir diğer arkadaşım ördüğü ve diktiği şapkaları, bebek kıyafetlerini ve diğer aksesuarları yine bloguna taşıyor, hem kendini mutlu ediyor, hem başkalarına örnek oluyor.)
Bebeğinizle birlikte tüm bunları yapmanız hayli zor görünüyorsa ama yine de bir şeyler yapmalıyım diyorsanız, günde 15-20 dk süreyle yapacağınız bir spor size iyi gelebilir. Evde yapılabilecek sporlarla doğum sonrasında üzerine yapılan kilolarınızı atabilir kendinizi daha zinde ve daha mutlu hissedebilirsiniz.
Ben bir başıma oturup statik işlerle meşgul olamam, ille de sosyal ortamlara ihtiyaç duyarım diyorsanız, bir tane bile olsa kafanıza göre bir arkadaşla düzenli olarak bir araya gelip, birlikte bir uğraş edinebilirsiniz. Sıradan çay muhabbetleri yerine, belli bir konu üzerine konuşmak, bir sanat veya spor dalıyla uğraşmak neden mümkün olmasın? Kafanıza göre arkadaş edinmeniz için en iyi yollardan biri de çocuğunuzu parka götürmek ve diğer annelerle iletişim kurmaktır.
Biliyorum “ben tüm bunları yaparken, çocuk annem kendini rahatça geliştirsin diye uslu uslu oturacak, birileri gelip evin işlerini ve yemeği mi yapacak?” diye soracaksınız. Sabırla ve hevesle üstesinden gelinmeyecek bir işin olmayacağını söyleyeceğim size.
Çocuk uyuduğunda, oyun oynadığında siz de yapmaktan bunaldığınız işleri değil, keyif aldığınız işleri yapacaksınız. Yapmak istediğinizi de kendinizi yormadan strese sokmadan ve zamana yayarak halledeceksiniz. Elbette kolay olmayacak, okumak istediğiniz kitabı çocuk elinizden çekip alacak, yaptığınız resmi mahvedecek, sporunuz yarıda kalacak, ama inanın zamanla o da alışacak, büyüyecek. Siz yeter ki kararlı ve sabırlı olmayı başarın. Ve her zaman koşullarınız daha kötü olsaydı ne olurdu sorusu üzerinde düşünün. Sağlığınız ve imkânlarınız için şükretmeyi ihmal etmeyin.
Teselli olur umuduyla, şu iki hadis-i şerifi de yazmadan geçemedim:
Sizden biriniz eşinden hamile kalınca, Allah rızası için oruç tutan ve ibadet edenin sevabını alacak olmaktan memnun olmaz mı? Doğum sancıları geldiğinde yerde ve gökte hiç kimse karnında onu memnun edecek neyin gizli olduğunu bilir mi? Ve bir doğum yaptığında ve bir ağız dolusu süt ve her emziriş için bir iyi amelin sevabını alacağını bilir mi? Ve çocuk tarafından geceleri uykusuz bırakılınca, Allah rızası için yetmiş köleyi hür bırakmanın sevabını alacaktır. (Taberi)
Ben ve çocuklarına bakma eziyetinden yanakları kararmış bir kadın, cennette şu iki parmağım gibiyiz. (Ahmed b. Hanbel/Ebu Davud)
yayın : 7 Nisan 11:25
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder