Çocuğumu Eğitiyordum Ama…
Çocuk eğitimi ile ilgili o kadar çok kitap, o kadar çok makale okudum ki… Çocuğumu daha iyi eğitebilmek kaygısıyla her faydalı bilgiyi sımsıkı sakladım beynimde. Her güzel tavsiyeyi çocuğum üzerinde uygulamaya çabaladım. Sonunda bir baktım ki, ben aslında “kendimi” eğitiyormuşum.
“Çocuk eğitimi diye bir şey yoktur dostum. Sadece nefsimizin terbiyesi vardır. Onlar bize kendimizi arıtmayı, sabrı, kararı, ilmi, irfanı, fedakarlığı, hayatın sözsüz bilgeliğini edinelim daha çok insan olalım diye birer vesile olarak verilmiştir.” diyerek çocuk terbiyesinin aslında kendimizi şekillendirmenin bir yolu olduğunu söylüyor Yusuf Özkan Özburun.
Ne kadar da haklı. Bakıyorum da, çocuğumu yetiştirirken ben de yetişmişim, ben de değişmişim.
Kullandığım her kelimenin minik ve masum bir varlığın tertemiz zihnine kaydedileceğini bildiğimden, artık kötü söz alamıyorum ağzıma mesela. Eskiden çok sinirlendiğimde kullandığım ufak tefek görünen kelimeler bile içimde bir yerlerde mahsur kaldılar. Şimdi sadece ‘kötü ve pis’ diyebiliyorum.
Sinirlenmemeyi öğrenmek epey vaktimi aldı ama buna değdi. Öfkesiz bir hayat ne kadar yakışıyormuş insana ve onu ne kadar rahatlatıyormuş meğer. Sinirlendiğimde, oğlumun daha küçücük bir çocuk olduğunu hatırladığım gibi, başka insanların da ‘bir insan’ olduğunu hatırlayıp, vazgeçiyorum öfkeyle kalkıp zararla oturmaktan.
Yalan söylemek her zaman kötüydü, ama şimdi çok daha dikkatliyim. Şakalardan bile korkar oldum. Nasıl korkmam? Gel sana bir şey vereceğim diye çocuğunu çağıran anneyi gören Peygamberimiz, anneye çocuğa ne vermek istediğini sordu. Anne de hurma vereceğini söyleyince, Peygamberimiz: “Eğer onu aldatıp bir şey vermeseydin sana bir yalan günahı yazılırdı” buyurdu. Bu hadisten sonra nasıl kandırabilirim oğlumu ve başkalarını?
Çocuğumun kafasında ekran başında oturan bir anne modeli oluşturmak istemediğim için televizyon ve internet başında harcadığım vakte eskisinden de çok dikkat ediyorum. Televizyon izleyeceğim zamanlarda seçtiğim programlara ve görüntülere elimden geldiğince özen gösteriyorum. “Televizyon izlemek yerine kitap okumak” çözümüyle daha fazla okur oldum. Ben her elime kitap aldığımda, oğlum da kendi kitaplarına yönelmeye başladı.
Evde sesli Kur’an dinlemenin de okumak kadar keyifli olduğunu fark ettim. Kur’an ayetleri sadece çocuğun zihnine ve kalbine değil, benim kalbime de daha çok etki ediyor. Bismillah, Maşallah, Subhanallah gibi kelimeleri sesli sesli kullanıyorum, böylece evimizde Allah’ın adı çok daha fazla zikrediliyor.
Eve sağlığa zararlı katkı maddeli gıdalar almama gayretimiz sonucu aile boyu sağlıklı yaşamaya başladık. Daha çok meyve sebze, daha çok fındık fıstık, pekmez gibi faydalı gıdalar tüketmeye çabalıyoruz. Ve tabi zayıflıyoruz.
Önceden eşim ve ben ufak tefek şeyler için kavga ederdik, birbirimizi kırardık. Artık tartışmaya vakit bulamadığımız gibi, çocuğun yanında tartışmama gayretimiz sayesinde daha az tartışıyoruz, daha iyi anlaşıyoruz. Birbirimize karşı daha tahammüllü, daha nazik, daha anlayışlı davranmaya çalışıyoruz.
Daha sabırlı ve tahammüllü bir insan olabilmek, kalp kırmamayı da beraberinde getirdi. Sorunlar küçüldü, önemsizleşti, insan büyüdü gözümde. Daha bir insan olmaya çabaladım çocuğumu eğitirken.
Tanıdıklarım da sen anne olduktan sonra daha olgun bir insan oldun diyorlar. Ne mutlu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder