15 Ocak 2013 Salı

TASARRUF AHLAKI


Tasarruf Ahlakı


etiketler: sare şanlı tasarruf
Modern çağ, hızlı ve bol miktarda üretimin yapıldığı bir çağ. Çeşit çeşit ürüne birbirinden ucuz fiyatlar karşılığında ulaşabiliyor insan. Bir şeyin bolca bulunması, yada maddi değerinin az olması, onun sınırsızca harcanabileceği gibi bir yanılgıyı beraberinde getiriyor. Kimi zaman modası geçtiği için, kimi zaman tamir edip uğraşmaya değmeyeceği için atılıyor birçok eşya. Nice ürün daha kapağı açılmadan son kullanım tarihi geçtiği için çöpe dönüşüyor.

Zaten ne kadar fazla tükettiğimizi ve ne kadar az tasarruf içinde yaşadığımızı evlerimizden çıkan çöp yığınları ispat etmiyor mu?
 
Oysa köyler biraz olsun farklıdır. Mütemadiyen tüketen modern şehirli insanın aksine köylünün tüketirken iki kere düşünmesi ve yalnız ihtiyacı miktarınca tüketmesi manidardır. Bahçeden yemenin bereketini yaşar köylüler. İki domates lazımsa, iki domates toplar. Çöp diye bir şey yoktur, her nimetin gideceği bir yer vardır köyde. Bir şekilde çürüyen gıdalarla, artan yemeklerle, meyve sebzenin kabuğuyla ineklere ziyafet çekilir. Et, tavuk gibi gıdaların kemikleri kedi ve köpek için bir öğün oluverir. Cevizin fındığın kabuğu ekmek pişirilen kuzinelerde yakılır çıtır çıtır.

Bir tekstil ürünün çöpe atılması öyle kolay iş değildir köyde. Eskiyen kıyafetler bağda, bahçede, tarlada daha da eskitilir. Yırtıldıkları zaman da bir süre toz bezi olarak vazife görürler. Evin eskiyen halıları, eskiyen koltuk ve sandalyeleri bir süre de dışarıda kullanılır. Eskiyen, yıpranan kıyafeti yamar, tekrar diker, kırılan eşyayı tamir eder, başka bir vazife için elden geçirir. Yani bir şeyi atmadan önce iki kere düşünür köylü. İyice işe yaramaz hale geldiğinde vedalaşır ancak eskiyen eşyalarla. Uzun süren dostluklar gibidir eşya ile kurulan ilişkiler.

Bir gün Peygamber Efendimiz ashabıyla otururlarken “Dere kenarında abdest alıyor dahi olsanız suyu tasarruflu kullanınız.” buyurur. Cemaatten biri “Ya Resulullah, derenin suyu akıp gidiyor. Biz tasarruflu da kullansak, tasarruf etmeden de kullansak yine akıp gidecek. Bunun bize ne faydası olacak?” der. Yüce Peygamberimiz “Önemli olan suyun akıp gitmesi değil, senin tasarruf terbiyesi içinde yetişmendir.” buyurur.

Gerçi artık köylü de şehirli kadar “tüket ve düşünmeden at” çağrısına maruz kalıyor ama hala manevi değerlere sımsıkı tutunmayı başarabilenler peygamberimizin öğütlediği tasarruf terbiyesine sahip. En azından eşyaya “nimet” gözüyle bakabiliyor köylü.

Köylünün aksine, modern yaşam ve modern şehirler içinde tasarruf ahlakını yaşatabilmek için bireyin hayli çaba sarf etmesi gerekiyor. Lakin zor olsa da tasarruf ahlakını bir şekilde kuşanmalıyız.  Şehirli insanın yaşadığı zorluklara kendimce bazı çözüm önerilerim var. (Aslında bunları daha çok kendime söylediğimi itiraf etmeliyim)

Kimi zaman vakit azlığından, kimi zaman alışveriş yapılacak mekana uzaklıktan ötürü yapılan toplu alışverişler istenmeyen bir yiyecek israfını beraberinde getiriyor. Bir şekilde ihtiyaç miktarınca alışveriş yapmak, yada belli ürünleri derin dondurucuda saklamak yiyecek israfını azaltabilir. Parklara yakınlık, yahut kedi köpek besleyen konu komşu artan gıdaların(ekmek, bakliyat,kemik vs) çöpe gitmesine alternatif oluşturabilir.

Teknolojinin nimetlerinden yararlanarak, kişi artık ihtiyaç duymadığı eşyaları internet üzerinden satıp bir başkasının hizmetine sunabilir, yada yardım kuruluşlarına bağışlayabilir. Cam, kağıt, metal ve plastik gibi atıkların geri dönüşüm kutularına bırakılması tüketimden üretime giden sürece katkı olacaktır. 
Alışveriş merkezlerinin, marketlerin ne denli çekici donatıldığı, kampanyalarla, taksitlerle müşteriyi avlamak için her tür tuzağın kurulduğu gerçeğine karşın; alışverişe liste ile çıkılması, listedeki ihtiyaçlar dışındaki reyonlara ve ürünlere bakmamak gereğinden fazla satın almayı engelleyebilir.

Reklamlara, promosyonlara, sürekli tüket çağrısı yapan medyaya karşı gelebilmenin ne kadar zor olduğunu kabul ediyorum. O yüzden  “İhtiyacım kadar tüketeceğim!” diyebilmek duasıyla…
 
Son Güncelleme 14 Ocak 2013 | 10:10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder